top of page
Pelin ve Ayşe
AOI Stüdyosu

Rene Women Interviews 006: Studio AOI

 

Karaköy'deki pasaja vardığımızda Pelin ve Ayşe'nin ikebana atölyesine ulaşıyoruz. İkebana'nın dingin ve minimalist yaklaşımı çalışma alanlarındaki ambiyansa damgasını vurmuş. Sohbetimiz sırasında ikebana sanatı için ilham kaynaklarını, sürdürülebilir çiçekçiliğe olan bağlılıklarını ve hedeflerini konuştuk.

İşte Studio AOI ile yaptığımız röportaj:

Steph: İkebana - yapraklar ve dallardan oluşan güzel bir aşk mektubu gibi. İkebana'nın ne anlama geldiğini kendi kelimelerinizle açıklayabilir misiniz? 

Studio AOI: İkebana "çiçeklere hayat vermek" anlamına gelir. Ama aslında bundan çok daha fazlasını temsil eder. "İkebana'da çiçekler insana dönüşür." Bu oldukça önemli bir noktadır. Doğada güzel çiçekler görebilirsiniz ama onları ikebana sanatı aracılığıyla düzenlediğinizde kendi yansımanızı yaratırsınız, ikebana siz olursunuz.

S: Sogetsu Ikebana, vahşi ve özgür bir ruh, değil mi? Bize doğanın herhangi bir armağanı ile neler yaratabileceğimizi ve duygularımızı bize rehberlik etmesi için nasıl kullanabileceğimizi hatırlatıyor. İstanbul'da ve Türkiye'de yaşamak tasarımlarınızı ya da tarzınızı nasıl etkiliyor? 

AOI: Özellikle de Sogetsu İkebana, tüm yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz bir ekoldür. İstediğiniz bitkiyi, çiçeği, kabı/alt objeyi, materyali seçebilirsiniz. Size çok fazla özgürlük sunar. Temel unsurların yer aldığı herhangi bir tasarım İkebana eseri olarak nitelendirilebilir.

İstanbul ise tüm çeşitlilikleriyle muhteşem bir şehir. Farklı kültürel kimlikleri ve geçmişleri bünyesinde barındıran bu şehir, mimarisi, sanatı, sokakları ve doğasıyla bize birçok alanda ilham veriyor.

S: Japonya dışında pratik yapmak sanatınıza ve işinize kendi zorluklarını da getiriyor olmalı. Japonya'da bir stüdyoya sahip olmanızla karşılaştırıldığında bize bu zorluklardan bahsedebilir misiniz?

AOI: Bu soruyu okuyunca aklımıza hemen Japonya’da görür görmez aynı anda donakalıp “burası bizim atölyemizmiş meğerse” diye hayalini kurduğumuz o minik zen bahçeli, kocaman camları olan stüdyo geldi! Eminiz ki orada AOI olarak var olmaz bize çok farklı getiriler sağlardı. Türkiye’de ikebana sanatının çok fazla bilinmiyor oluşu aktif olarak bu sanatı aktarabilmek ve tanıtabilmek için çaba harcamayı gerektiriyor mutlaka. Ancak ikimiz de biraz daha durağan olmayı, akışta kalarak zamana bırakmayı ve aslında merak uyandırmayı daha çok seviyoruz diyebiliriz. En büyük zorluklardan biri sanıyoruz Türkiye’de “bol çiçek” algısının daha çok tercih edilmesi ve bu düşüncenin henüz kırılmamış olması. İkebana felsefesinin temeli olan daha yalın, daha minimal, boşluk fikrinin ön planda olduğu projelerde akıllara gelmek yerine aslında bir kaç dal çiçekle de çok gösterişli ve etkileyici tasarımların yapılabileceği fikrinin daha çok yaygınlaşması için çabalıyoruz diyebiliriz.

S: Furoshiki paketleme sanatı çok güzel ve incelikle düşünülmüş. Bunların Türkiye'de yaratılma sürecinden biraz bahseder misiniz?

AOI: Başlangıçta basit bir kumaş karesi olarak kullanılan Furoshiki, etik çağrışımlar da dahil olmak üzere Japonya tarihinde uzun ve benzersiz bir hikayeye sahiptir.

Tekrar tekrar kullanılabilen sürdürülebilir paketleme kumaşı, plastik poşetlere mükemmel bir alternatiftir;  "Geleneksel Japon kültürünün sembollerinden biridir, malzemelere özen göstermeyi ve israftan kaçınmayı vurgular."

AOI Studio olarak paketleme alternatiflerimizi değerlendirirken, çevreye duyarlı malzemeleri temel alarak hareket ettik. Ambalajlarımızda ahşap kutuları ve kutnu, keten, pamuk gibi doğal kumaşları kullanıyoruz. Kutnu kumaşlarımızı, yerel üreticileri desteklemek amacıyla Gaziantep'ten tedarik ediyoruz.

AOI Stüdyosu
AOI Stüdyosu

S: 'AOI' isminin belli bir cazibesi var. İşinizi ve iş yapma şeklinizi şekillendirmede bir rol oynuyor mu?

AOIEski Japonya’da AOI, yeşil ve maviyi tanımlamak için yaygın olarak kullanılmış; nitekim kavramsal olarak da aynı kabul edilirler. Sonsuzluk ve huzur hissettiren gökyüzünün rengi olan mavi ve mavinin tonları en sevdiğimiz renkler diyebiliriz. Bir diğer açıdan ise kenzanlar çok eski zamandan beri doğayla ve çiçek saplarıyla uyumlu olması açısından hep yeşil renk ile uyumlanmakta. Studio AOI olarak vase kenzan ve floral pin froglarımızı yeşil renk tasarlamamızın nedeni de bu. Aynı zamanda geleneksel Japon paketleme tekniği olan Furoshiki için kullandığımız kumaşın rengi de mavi. Dolayısıyla AOI isminin markayı tamamen yansıttığını düşünüyoruz. 

 

S: Sürdürülebilir Çiçekçilik nedir? Ve siz bunu işinizde nasıl uyguluyorsunuz?

AOI: Çiçekçilik sektöründe sürdürülebilirlik sürekli değişen bir konu. Çiçekçilerin tasarımlarında kullanabilecekleri ürün alternatifleri çoğaldıkça, atıksız çiçekçiliğin de gelişeceğini düşünüyoruz. Marka olarak bunu lokal çiçek tedariği ve atıksız paketleme süreci ile destekliyoruz. İkebana'da floral pin frog ve kenzanlar, çiçek süngerlerine karşı çözümcül alternatiflerdir. İkebana’da önemli olan bir diğer öğreti ise “Az çoktur” yaklaşımıdır. Düzenlemeler genellikle yalın ve ölçülü olup her bir unsurun doğal güzelliğini vurgulamaya odaklanılır.  Gözlerinizi ve kalbinizi doğanın bize sunduğu basit güzelliğe açmanın bir yolu olarak ikebana sanatını denemenizi öneririz. 

S: AOI Studio ile ilgili hayaliniz nedir?

AOI: Vizyon ve yaratıcılık dolu işler yapmak istiyoruz, giderek daha fazla görsel sanatçı ikebana'dan ilham alıyor ve biz bu tür işbirliklerini kesinlikle seviyoruz. Atıksız çiçekçilik için daha fazla alternatif ve çözüm üretmeyi hedefliyoruz. Uluslararası ikebana alanında kendimizi geliştirmek ve sürekli farklı sanatsal çalışmalar yaratmak istiyoruz. İkebana bizim için Japon estetiğinin sembollerinden biri ve bunu dünyanın her yerindeki insanlarla paylaşmak en büyük arzularımızdan biri.

 

S: Evlerinizden bahseder misiniz? Favori bir odanız, köşeniz veya bir eşyanız var mı?

Pelin Bulut: Benim için evde olmak, tamamen doğanın içinde olmak demek. Kapıyı açtığımda bahçeye çıkmak ve küçük bir yürüyüşle ormana ulaşmak gerçekten hayatımdaki en değerli şeylerden. Sanırım evde en sevdiğim yer botanik illüstrasyonlarımı yaptığım köşedir diyebilirim. Suluboyalar, kağıtlar, fırçalar; floranın sırlarını açığa çıkarma fikri o kadar büyülü ki bunu bir boya fırçasıyla yapma ihtimali bile hayal gücümde sonsuz yer kaplıyor. Favorilerim ise kedim Üzüm ile köpeğim Dante :)

Ayşe Merve Paslı: Pera'da tarihi dokuya sahip bir evde yaşamak büyük bir keyif. Evimi aynı zamanda projelerimi ürettiğim bir stüdyo olarak tasarladım. Çeşitli malzemeler üzerinde çalıştığım çalışma tezgahım benim ilham alanım. Vintage kenzan koleksiyonum ve eski Stradivarius kemanım ise oyun alanımın en değerlileri diyebilirim.

S: Seyahat ederken, bir airbnb evi için rezervasyon yaparken aradığınız en önemli şeyler nelerdir?

AOI: İkebana eğitimi için Japonya'ya yaptığımız son seyahatte Kyoto'da kaldığımız geleneksel ryokan'dan çok etkilenmiştik. Burası aynı zamanda bölgede önemli bir sanat dalı olan indigo boyamanın yapıldığı bir atölye alanıydı ve bu atölyelerde boyanan yatak örtülerinden yastıklara, duvar panolarından havlulara kadar birçok ürünü kullanmak bizim için büyük bir zevkti.

Seyahat ederken kalacağımız yerin lokasyonuna dikkat ediyoruz, bu bizim için gerçekten çok önemli. Şehrin sokaklarını yürüyerek keşfetmeyi seviyoruz. Güzel mimarisi olan ve şehrin dokusunu yansıtan binalarda kalmayı tercih ediyoruz.

S: İstanbul'da en sevdiğiniz mağazalar, mahalleler, restoranlar, sosyal alanlar nelerdir?

Pelin Bulut:​ Etkileyici mimarisi, büyüleyici antik yapıları ve çağdaş sanat unsurlarıyla İstanbul'un çeşitliliği gerçekten çok kültürlü bir şehir yaratıyor. Yerel pazarlardan alışveriş yapmak, antika pazarlarını ve vintage mağazaları keşfetmek en sevdiğim aktivitelerden bazıları. Yaşadığım yer nedeniyle sık sık Polonezköy ormanında vakit geçiriyorum. İllüstrasyonlarım için birçok farklı türü bir arada gözlemleyebildiğim botanik bahçeler ise favori rotalarımdan. Pera, Büyükada, Çukurcuma ve Moda da ziyaret etmeyi sevdiğim kendine has kimliği olan lokasyonlar.

Ayşe Merve Paslı: ​ İstanbul inanılmaz derecede ilham verici: Özellikle Galata ve Pera- Erken saatlerde herhangi bir caddesinde yürümek ve Boğaz'da güneşin doğuşunu izlemek nefes kesici. Salt, İstanbul Modern ve Arter gibi pek çok sanat galerisi, yerel pastaneler ve  favorim olan pek çok restoran var. Geleneksel ve çağdaş zıtlıkların bir arada olduğu Kapalıçarşı'yı keşfetmeyi de seviyorum. Oldukça etkileyici. Ayrıca İstanbul'da doğa ve şehir arasında mükemmel bir denge kurmak mümkün. Doğada olmayı seviyorum - Belgrad Ormanı ve özellikle Büyükada.

Röportaj: Steph Sheldon

bottom of page